3 Temmuz 2015 Cuma

DİŞ HEKİMİ KORKUSU TARİHE KARIŞIYOR

    
Yapılan araştırmalar Türk toplumunda diş hekimi korkusunun oldukça yüksek olduğunu göstermektedir. Korkular her yaşta başlayabilmekle birlikte özellikle fobik korkular çocukluk çağında başladığı unutulmamalıdır. Çocukluk döneminde yaşanan korkular doğru şekilde yaklaşılmazsa yetişkinliğe taşınabilir. Bu sebeple önemli olan bu korkunun hiç oluşturulmamasıdır.



Bir kişinin ilk diş hekimi deneyimi çok önemlidir ve çoğu zaman çocukluk çağında gerçekleşmektedir. Özellikle 6 yaş altı çocuklarda beden bütünlüğüne dışarıdan gelecek her türlü müdahale ciddi korku ve savunma yaratır. Çocukların ilk diş tedavisi deneyiminde ‘DOĞRU HEKİM’ ve ‘DOĞRU YAKLAŞIM’ ömür boyu hayatını etkileyecek bir öneme sahiptir ve mutlaka Çocuk Diş Hekimliği alanında ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübesi olan uzman diş hekimleri(PEDODONTİST) tarafından yapılmalıdır.


Çocuk diş hekimliği; Çocukluk çağında (0-13 yaş) süt ve kalıcı dişlerde oluşan hastalıkların tedavisi ile uğraşan bölümdür ve en önemli görevleri çocuk psikolojisini iyi bilerek, onları korkutmadan diş hekimi koltuğuna alıştırmak ve yaşamları boyunca sağlıklı dişlere sahip olmalarını sağlamaktır. Hekimin çocuğa uygun davranışları ve iyi bir ilk deneyim sonrasında karşılıklı güvene ve samimiyete dayanan bir hasta-doktor ilişkisi kurmak ve bu ilişkiyi güçlendirerek uzun süreli bir birlikteliğe dönüştürmek çok önemlidir.



Diş hekimi korkusunun oluşmasındaki diğer önemli ve dikkat edilmesi gereken durum ise çocuğun anne-baba, arkadaş, yakın çevreden duyduğu olumsuz anılar ve tepkilerin kaydetmesi ve koşullanmasıdır. Uslu dur yoksa doktor sana iğne yapar.”, “Yaramazlık yapma dişini çektiririm’’ gibi normal hayatta sık yapılan korkutmalar çocukluktan başlayarak, bireyin ömür boyu diş hekiminden kaçmasına ve hatta bir fobiye sahip olmasına neden olabiliyor.


Özetle söylenmesi gereken sağlığın içinde korkunun olmaması gerektiğidir ve korkunun en başta oluşturulmaması önemlidir. Bu konuda başta doğru hekim seçimi ve ailenin rolü oldukça büyüktür. Çocuklar erken yaşta diş hekimi ile tanışmalı, ağız ve diş sağlığı bilinci küçükken oluşturulmalıdır. Durum böyle olduğunda erken başlanan ağız ve diş sağlığı yolculuğu, sık yapılan kontrollerle her şey daha kolay ve eğlenceli olabilmektedir.





ÇÜRÜKSÜZ BİR GELECEK İMKANSIZ DEĞİL


Çocukluk çağından başlayarak ağız ve diş sağlığına gösterilecek hassasiyet, sağlıklı bir geleceğin temel şartı. Çocuğun kemik gelişiminden, kas yapısına büyüme ve sağlıklı gelişimle alakalı pek çok göstergede ağız ve diş sağlığı büyük önem arz ediyor. Çürüksüz ve sağlıklı dişler için bebeklik döneminden itibaren doğru beslenme ve doğru ağız temizliği büyük önem taşımaktadır.


Dişler anne karnındayken gelişmeye başlıyor.
Çocuklarımızın diş sağlığını korumaya çok erken dönemlerde başlayabiliriz. Diş gelişimi anne karnında başlıyor ve ergenlik çağına kadar sürüyor. Bu dönemin en başında anne adaylarının hem beslenmesine hem de kendi ağız sağlıklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Anne karnından başlayarak diş sağlığını korumada en önemli mineral kalsiyumdur. Bu nedenle kalsiyumdan zengin olan süt, yoğurt, peynir, kefir, koyu yeşil yapraklı sebzeler beslenmemizde büyük yer kaplamalıdır. Diş gelişiminde önemli rol oynayan diğer mineraller de flor ve fosfordur. Günlük beslenmenizde yeterli fosfor ve flor alımına dikkat etmeliyiz.

Bebeklerinize çürük yapan bakteriler sizlerden bulaşıyor.
Bebekler dünyaya geldiklerinde ağızlarında çürüğü yapan bakteriler bulunmamaktadır. Gerek beslenme sırasında aynı kaşık/çatalın kullanımı, gerek öpmek ve temasla ne yazık ki ilk bakteriler en yakınlarından bulaşmaktadır.  Bu konuda ebeveynlerin dikkatli olması gerekmektedir.
Bebeklerin de dişleri temizlenmelidir.
‘Özellikle bebeklik dönemi sık beslenmenin olması ve özellikle gece beslenmesi sebebi ile çürük açısından çok riskli bir dönemdir.  Bu dönemi çürüksüz geçirebilmek için bazı tavsiyelerim var;
-          Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önleyin.
-          Biberondaki süte şeker, bal pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmeyin.
-          Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirin.
-          İlk dişlerin sürdükten sonra sabah ve gece yatmadan önce besle sonrası temiz, ıslak bir tülbent/gazlı bez ile dişlerini silerek temizleyin.
-          İlk dişi çıktıktan hemen sonra mutlaka bir pedodontist kontrolüne götürün.


Alışkanlıklar küçük yaşta başlar.

Tüm alışkanlıklar gibi diş fırçalama alışkanlığının da kazanılabilmesi için küçük yaşlarda başlanması gerekmektedir. Çocuklarınızı bir yaşından itibaren diş fırçası ile tanıştırın. Eline vererek diş fırçalaması için onu teşvik edin. Onunla birlikte sizler de dişlerinizi fırçalayın. Unutmayın ki çocuklar öncelikle ebeveynlerini taklit ederek başlarlar sizleri örnek alırlar. Çocukların el ve kas gelişimleri altı yaşına kadar dişlerin tüm yüzeylerini temizleyebilmek için yeterli değildir. Bu nedenle altı yaşına kadar ağız temizliği ebeveynler tarafından yapılmalıdır.


Korumak kurtarmaktır.
Diş çürüğü önlenebilir bir hastalıktır. Dişlere yapılan hiçbir tedavi asla gerçek dişin yerini tutmamaktadır. Bu sebepten dolayı en önemli ve kolay olan dişleri korumaktır. Dişleri korumaya ayrılan zaman, çaba ve maliyet düşünüldüğünden çok daha azdır. Diş çürüğünü tamamen ortadan kaldıran bir ilaç ya da aşı bulunmamakla beraber çürüksüz dişlere sahip olmak artık imkansız değildir. Pedodontist tarafından yapılan başlıca koruyucu uygulamalar şöyledir;
-          Hem çocuğa hem ebeveylerine doğru ağız hijyeni eğitiminin verilmesi, doğru beslenme hakkında bilgilendirilmesi,
-          Flor Uygulaması: Çürüğü engellemenin en önemli yollarından birisi de dişin çürüğe karşı direnci arttırmaktır. Flor uygulaması bu açıdan kanıtlanan en iyi yöntemdir. Flor uygulamaları 3 yaşından itibaren başlanabilen ve her 6 ayda bir tekrarlanması gereken basit, acısız bir işlemdir. Birkaç dakika süren bu işlem sonrasında çocuğunuzun dişlerinin yüzeyinde depolanan flor, dişleri çok daha sağlıklı ve güçlü yapacaktır.

-          Pit/Fissür örtücü uygulamaları: Fissür örtücüler azı dişlerin çiğneme yüzeylerindeki küçük girinti ve çıkıntıların kapatılmasında kullanılan akıcı kıvamda bir dolgu maddesidir. Diş çürüklerinin %90’ı bu girintilerden başladığı için erken dönemde bu yüzeylerin örtülmesi ile çürükten korunmada en etkili yöntemlerden birisidir. 

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Nedir bu PEDODONTİ



Öncelikle Genel tanımını yapmam gerekirse 0-13 yaş grubundaki çocukların süt ve kalıcı dişlerindeoluşabilecek tüm problemler pedodonti uzmanları (çocuk diş hekimleri) tarafından tedavi edilmektedir.


Bebeklikten ergenliğe çocuklarınızın ağız sağlığı pedodontistlere emanet yani :))


Normal diş hekimliği eğitimini aldıktan sonra 8 uzmanlık dalından biri olan pedodonti eğitimi başlar. Bu uzmanlık eğitimi tamamen çocuklar üzerine klinik, teorik, psikolojik eğitimini kapsar. ( ben buna artı olarak doktora eğitimini de tamamladım, şimdi sadece uzmanlık eğitimi görülüyor)

Amaç yani en azından benim amacım sadece çocukların tedavilerini yapmak değil. Esas hedefim çürüksüz bir gelecek sağlayabilmek, ve özellikle toplumumuzda sık görülen diş hekimi korkusunu tarihe gömmektir. İmkansız mı bence değil.


Bunun için çocukların doğru zamanda (ilk süt dişi sürdükten sonra) doğru kişiyle ( pedodontist) ile tanışmaları önemlidir. Bu ilk görüşme sayesinde aile bilinçlendirikecek ve çocuğun tüm ağız ve diş sağlığı gelişimi kontrol altında tutulabilecektir. Bir çocuğun her 6 ayda bir gitiiği bir doktor ve yapılan kontroller mi sizce daha iyidir, yoksa uzun süre ertelenen tedavi ve kontroller sebebiyle diş ağrısıyla tanışan bir çocuğun bilmediği bir ortama girmesi mi? İşte esas korkular böyle oluşuyor. Korku meselesi biraz uzun onu ayrıııca anlatmam lazım ;))

Sadece çocuk hasta bakarak kendini pedodontist ilan etmiş çoookkk yalancı uzmanımız var aman dikkat derim. Bir anne olarak çocuğumu nasıl pratisyen tıp doktorlarına değil çocuk hastalıklarınuzmanına (pediatrist) götürüyorsam, diş sağlığı için sizin de aynı özeni gösterdiğinizi düşünüyorum.